OECD, global ekonomik görünümün kararmaya devam ettiğini, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin yavaşlamayı sürdürdüğünü bidirdi. Ancak OECD, Türkiye ekonomisi için 2019 beklentilerini iyileştirdi.
OECD bugün yayınladığı “Ara Dönem Ekonomik Görünüm” raporunda global görünümün daha kırılgan ve belirsiz hale geldiğine işaret ederek global büyümenin 2019’da yüzde 2,9’a ve 2020’de yüzde 3’e gerileyeceği tahmininde bulundu.
En büyük yukarı yönlü revizyonu Türkiye yaptı
OECD, üye ülkeler içinde büyüme tahminlerinde en büyük yukarı yönlü revizyonu ise Türkiye için yaptı. Türkiye için 2020 yılı GSYH büyüme tahminini yüzde 1,6 olarak koruyan OECD, 2019 yılı için yüzde -2,9 olan büyüme beklentisini ise yüzde -0,3’e revize etti.
Global büyüme tahminini 3,4’ten 3,0’a indirdi
OECD raporunda 2019 için global büyüme tahminini yüzde 3,2’den 2,9’a, 2020 beklentisini yüzde 3,4’ten 3,0’a indirirken, G20 için GSYH artış beklentisini 2019 için yüzde 3,4’ten 3,1’e ve 2020 için yüzde 3,6’dan 3,2’ye düşürdü.
ABD’nin büyüme öngörüsünü de düşürdü
ABD ekonomisi için 2019 büyüme tahminini yüzde 2,8’den 2,4’e ve 2020 beklentisini yüzde 2,3’ten 2,0’a revize eden OECD, Euro Bölgesi için büyüme tahminlerini ise yüzde 1,2 ve 1,4’den 1,1 ve 1,0’a indirdi.
OECD, 2019 için beklenen global büyüme oranının gerçekleşmesi halinde, bunun global finansal krizden bu yana görülen en zayıf yıllık büyüme oranı alacağını belirtirken, aşağı yönlü risklerin birikmeye devam ettiğini de vurguladı.
“Ticaret politikası gerilimlerinin tırmanması güven ve yatırımlarda büyük bir kayba neden olmakta, politika belirsizliğine, finansal piyasalarda risk algılamalarında artışa yol açmakta ve geleceğe dönüm büyüme görünümlerini tehlikeye atmakta” değerlendirmesini yapan OECD, neredeyse tüm G20 ekonomileri için 2019 ve 2020 yılı büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti.
Azaltılan teşviklerin maliyeti olacak
Ticaret ve sınır ötesi tedarik zincirlerinde aksaklıkların talep üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturduğuna işaret eden OECD, azaltılan verimlilik ve yatırım teşviklerinin de uzun vadede büyüme için maliyetleri olacağını vurguladı.
Çin’de büyümenin kademeli olarak yavaşlamasını beklendiğini ifade eden OECD, ancak çok zayıf ithalat talebi dönemi ve daha keskin bir bir yavaşlama risklerinin yoğunlaşmakta olduğu uyarısında da bulundu.
Anlaşması Brexit, İngiltere’yi resesyona itecek
Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılma zamanlaması ve şekli konusunda büyük belirsizliğin devam ettiğine de dikkat çeken OECD, “Anlaşmasız bir çıkış Büyük Britanya’yı 2020 yılında resesyona iterek ve Avrupa’da büyümeyi kayda değer şekilde azaltarak kısa vadede maliyetli olur” ifadelerini kullandı.
OECD, yavaşlayan büyüme, yüksek borç ve kötüleşen kredi kalitesi arasındaki gerilimlerden kaynaklı olarak ciddi finans piyasası kırılganlıklarının devam ettiğini de vurguladı.
Öngörülebilir, şeffaf sistem ihtiyacı
OECD, bu zorlukların üstesinden gelinmesi için, öncelikte ticareti bozucu tariflerin, sübvansiyonların uygulamaya konulmasının durdurulması ve şirketleri yatırıma cesaretlendirmek için kural tabanlı öngörülebilir ve şeffaf bir sistemin ortaya konması için kollektif çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
“Para politikası gelişmiş ekonomilerde oldukça destekleyici olmaya devam etmeli, ancak destekleyici para politikası daha güçlü mali ve yapısal politika desteği ile bir araya getirilerek pekiştrilmeli” ifadelerini kullanan OECD, “Mali politikanın gelişmiş ekonomilerde büyümenin desteklenmesinde daha büyük bir rol oynaması gerekli. Olağanüstü düşük faiz oranları kısa vadede talesi destekleyecek ve gelecek için faydalar sağlayacak altyapıya yatırım için bir fırsat sağlıyor” değerlendirmesini yaptı.
Ticarete ve sınır ötesi yatırımlara sınırlamalardan kaynaklanan negatif arz şoklarının etkilerinin telafisine yardım için tüm ekonomilerin daha büyük yapısal reformlar ortaya koymaları gerektiğini savunan OECD, Euro Bölgesi’nde mali ve yapısal politikaların para politikası ile birlikte kullanılmasının büyüme için daha etkili, verimli olacağını, sadece para politikasına bel bağlamaya devam etmeye göre daha az finansal bozulma yaratacağını da belirtti.
DÜNYA
Son yorumlar