TSPB Başkanı Dr. Alp Keler, “Ülkemizin temel sorunlarından birisi kronik tasarruf eksiğimiz. Sağlıklı bir şekilde kalkınabilmemiz için yurt içi tasarrufları mutlaka arttırmamız, yatırım vadelerini uzatmamız, yatırıma ve özellikle uzun vadeli yatırıma yönlendirmemiz gerekiyor” dedi.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı Dr. Alp Keler, 4. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde yaptığı konuşmada, TSPB’nin ev sahibi olduğu ve Türkiye’de sermaye piyasalarının tanıtımına yönelik düzenlenen kongrede, 2 gün boyunca dünyayı ve sektörü ilgilendiren konuların konuşulacağını kaydetti.
Kongreye katılımın giderek artmasından dolayı memnuniyet duyduklarını ifade eden Keler, TSPB’nin bankaların, aracı kurumların, portföy yönetim şirketlerinin, yatırım ortaklıklarının üye olduğu finans sektörünün en geniş üye tabanına sahip topluluğu olduğunu söyledi.
Keler, tasarrufların yatırımlara yönlendirilmesindeki aracılar olduklarını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin sağlıklı büyümesinin ve kalkınmasının yolunun sermaye piyasaları yoluyla olduğuna inanıyoruz. Sektörümüzün ekonomiye katkısını toplumumuza doğru bir şekilde aktarabilmeyi çok önemsiyoruz. Sektörümüzün kamuoyu nezdinde hak ettiği konuma erişmesini temin etmek üzere TSPB olarak kapsamlı bir iletişim çalışması yapıyor ve etkinlikler düzenliyoruz. Bu faaliyetlerimiz ile ön plana çıkarmaya çalıştığımız ana kavram sermaye piyasamızın topluma, yatırımcıya, çalışanlara, girişimcilere ve ülkemize yarattığı değeri ön plana çıkarmak. Böylelikle sermaye piyasalarının bilinirliğinin artırmak ve ülkemizde ortaklık kültürünün yaygınlaştırılmasını sağlamak… Ülkemizde zayıf olan yatırım ve ortaklık kültürünü güçlendirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.”
Sektörün, geniş bir yatırımcı kitlesinin ihtiyaçlarına hitap edebilecek ürün çeşitliliği ve teknolojik altyapı sunduğunu ifade eden Keler, “Son 15 yıllık dönemde düzenlemelerimiz, ürünlerimiz, teknolojik altyapımız dünyadaki gündemle eş yönlü olarak gelişti ve iyileşti. Yatırımcılara pay, tahvil, türev araçlar, yatırım fonları gibi geleneksel ürünlerin yanı sıra gayrimenkul fonları, girişim sermayesi fonları, kira sertifikaları, varlık finansmanı yatırımları gibi alternatif ürünler de sunuyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye’deki nüfusun yaklaşık 6’da biri BES ve OKS’ye yatırım yapıyor”
Alp Keler, bireysel emeklilik ve otomatik katılım sistemindeki birikimlerin sektördeki uzman kişiler tarafından yönetildiğini belirterek, “Bu gelişmelere rağmen yatırım tercihleri tarafında ise yeterince ilerleme gösteremedik. Maalesef Türkiye’deki nüfusun yaklaşık 6’da biri BES ve OKS, 20’de biri yatırım fonları, 49’da biri de pay senedine yatırım yapıyor. 1000 TL üzeri pay senedi yatırımlarına baktığımızda, yüzde 1’i pay senedine yatırıyor. Hanehalkı varlıklarının yatırımlarından kamu ve özel sektör tahvillerine, doğrudan hisse ve fon yatırımlarına aktarılan tutar, toplam tasarrufların sadece yüzde 17’sini oluşturuyor.” şeklinde konuştu.
Bu rakamların gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’de gerek yatırımcı sayısı gerekse hanehalkı varlıkları içerisinde sermaye piyasalarının aldığı payın düşük kaldığını ve bu alanın geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Keler, şunları kaydetti:
“Ülkemizin temel sorunlarından birisi kronik tasarruf eksiğimiz. Sağlıklı bir şekilde kalkınabilmemiz için yurt içi tasarrufları mutlaka arttırmamız, yatırım vadelerini uzatmamız, ardından yatırıma ve özellikle uzun vadeli yatırıma yönlendirmemiz gerekiyor. Sermaye piyasası da bu amaca ulaşmak için kilit önemde. Bu noktada düzenleyici kurumlarımızın kıymetli desteğine ihtiyacımız var. Sermaye piyasamızın yarattığı değerden tüm toplumun yararlanabilmesi, bu değeri maksimize etmek üzere, piyasamızın hükümetimizce stratejik sektör olarak belirlenmesini ve devlet programı olarak takip edilmesini öneriyoruz.”
“Yatırım bankacılığının geliştirilmesini arzu ediyoruz”
TSPB Başkanı Keler, yurt içi tasarrufların sermaye piyasası yoluyla yatırıma yönlendirilmesini desteklemek üzere, var olan vergi eşitsizliklerinin giderilmesini ve uzun vadeli tasarrufa imkan tanıyacak hedefli yatırım hesapları gibi sistemlerin düzenlenmesini önerdi.
Reel sektörün finansmanında sermaye piyasasının kullanılmasını desteklenmek üzere çeşitli vergi teşviklerinin yanı sıra yenilikçi modeller geliştirilmesini teşvik eden düzenlemeler de tavsiye ettiklerini aktaran Keler, tüm bu faaliyetleri yürüten kurumların daha güçlü kurumlar olması için destek istediklerini kaydetti.
Keler, güçlü yerel finans kurumlarının olmasının İstanbul Finans Merkezi için şart olduğunu vurgulayarak, “Sermaye piyasalarının etkin bir şekilde çalıştırılması için yatırım bankacılığının geliştirilmesini arzu ediyoruz.” dedi.
Bu yılki kongrenin temasını “Dönüşüm” olarak belirlediklerini ifade eden Keler, kongre kapsamında, 28 panelde 150’ye yakın uzmanın katılımcılara hitap edeceğini bildirdi.
Keler, “32 farklı konuda 40 eğitmenin işleyeceği eğitimlerimiz olacak. Dün akşam itibarıyla 6 bin 900 kişilik kayıta ulaşmıştık. Görüyorum ki bu sene geçen yılki katılımcı sayılarımızın da üzerine çıktık. Kamuya açık ve herkesin katılabildiği bir etkinlik yaparak sermaye piyasalarının kolay, erişilebilir olduğunu göstermek istiyoruz.” diye konuştu.
Sermaye piyasalarının insana ve topluma kattığı değeri sahada ön plana çıkarmak için kongrenin bir sosyal sorumluluk projesine destek olmasını da istediklerini ifade eden Keler, “İhtiyaç Haritası Derneği ile birlikte İhtiyaç Haritası Kampanyası’nı hayata geçirdik. Böylece sermaye piyasaları olarak ihtiyaç içinde olan kişilere destek olabileceğiz.” dedi.
Son yorumlar