Şevket SAYILGAN / Ekonomistsevket.sayilgan@dunya.com
17 Mayıs 2023 Çarşamba
Türkiye’de ekonomik krizler ve seçimler arasında sık sık bir ilişki görülmektedir. Ülke tarihinde yaşanan ekonomik krizler genellikle seçimlerle aynı döneme denk gelmiştir. Bunun nedeni, ekonomik krizlerin halkın yaşam standardını etkilemesi ve bu durumun hükümetin popülaritesini düşürmesidir.
Ekonomik krizlerin ortaya çıkışı genellikle ekonomik politikalardaki hatalar veya dış etkenler gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Ancak bu tür krizlerin etkisi, halkın yaşam koşullarını doğrudan etkilediği için hükümetin seçimlerde başarılı olması zorlaşır. Örneğin, Türkiye 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz, 1995 yılında yapılan genel seçimlerin sonucunu etkilemiştir.
Halk, ekonomik krize karşı hükümetin aldığı önlemleri yetersiz bulduğu için, iktidarı değiştirerek yeni bir hükümet oluşmasına yol açmıştır. Benzer şekilde, 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz de, 2002 yılında yapılan genel seçimlerin sonucunu etkilemiştir. Halkın büyük kısmı, iktidardaki koalisyon hükümetinin ekonomik krize karşı yeterli önlemler almadığını düşündüğü için, yeni bir hükümet seçilmiştir.
Bununla birlikte, Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik krizler ve seçimler arasındaki ilişki daha karmaşık hale gelmiştir. Özellikle Son yıllarda, hükümetin ekonomi politikalarındaki belirsizlikler ve dış politikada yaşanan gerginlikler, ekonomik krizlerin ortaya çıkmasına ve seçim sonuçlarını etkilemesine yol açmıştır. Türkiye’deki en önemli ekonomik krizlerden bazıları şunlardır:
– 1994 Kamu finansman krizi
– 2001 Bankacılık krizi
– 2008 Mortgage Krizi( Dış Kaynaklı)
– 2018 Finansman krizi
-2022 Finansman
Krizi Siyaset ve ekonomi arasındaki ilişki, birbirleriyle etkileşimli bir şekilde çalışır.
Siyasi kararlar, ekonominin işleyişini doğrudan etkiler ve ekonomik durumlar da siyasi kararları şekillendirir. Örneğin, devletin vergi politikaları, borçlanma politikaları, para politikaları, ticaret politikaları gibi ekonomik politikaları, ekonomiyi etkiler ve yönlendirir. Aynı zamanda, ekonomik dönüşümler ve krizler, siyasi karar alıcıları söz konusu krizleri çözmek için politika değişikliklerine gitmeye zorlar.
Örneğin, ekonomik durgunluk döneminde, hükümetler genellikle kamu harcamalarını artırarak, faiz oranlarını düşürerek veya para basarak ekonomiye canlılık kazandırmaya çalışırlar. Bu doğrultuda, siyaset ve ekonomi arasındaki ilişkinin sağlıklı olması, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği ve toplumsal refahın artması için önemlidir.
Ancak siyasi istikrarın olmadığı veya siyasi karar alıcıların ekonomiyi yeterince iyi yönetemediği durumlarda, ekonomik krizler yaşanabilir. Bu nedenle, ekonominin başarılı şekilde yönetilebilmesi için hükümetlerin ekonomik politikalarını, elde edilecek sonuçlara göre değerlendirmeleri ve doğru kararlar almaları gerekmektedir.
Kriz sonrası yapılan seçimler
1995 Genel Seçimleri – 24 Aralık 1995
– İktidar değişmiştir 2002 Genel Seçimleri – 3 Kasım 2002- iktidar değişmiştir 2009 Yerel Seçimleri – 29 Mart 2009
– Ak partinin belediye meclislerinde en düşük oy almıştır 2019 Yerel Seçimleri – 31 Mart 2019- Büyük şehirlerde başkanlıklar kaybedilmiştir 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel Seçimleri- Cumhurbaşkanlığı ikinci tura kalmıştır.
Sonuç olarak, Türkiye’de ekonomik krizler ve seçimler arasında bir ilişki olduğu açıktır. Ancak bu ilişki artık daha karmaşık bir hal almıştır ve ekonomi politikaları ve dış politika gibi faktörler de sonuçları etkilemektedir.
Son yorumlar