Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Türkiye’ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Eskiden bu işler daha sofistike daha dolaylı yollardan yapılırdı şimdi bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar” dedi. Erdoğan, ABD’nin elektronik ürünlerine de boykot uygulanacağını söyledi.
AK Parti’nin tarihi milletimizin tarihi kadar eskidir. AK Parti’yi anlamak için önce Türkiye‘yi ve Türk milletini anlamak gerekir.
Bu milleti anlamayan hiç kimse AK Parti‘yi anlamaz. AK Parti’nin girdiği her seçimlerde galibiyetle ayrılmasını anlamayanların bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor.
Türkiye tartışmaların açık yüreklilikle yapıldığı bir ülke olmalıdır. Türkiye’ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Eskiden bu işler daha sofistike daha dolaylı yollardan yapılırdı şimdi bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar. Yapacağımız iki şey var; bunlardan biri ekonomik diğeri siyasi tavırdır. Siyasi duruşumuzu sağlam tutmaktır. Maruz kaldığımız saldırının ekonomimizin gerçek durumuyla bir ilgisi yoktur öyleyse bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor. Son döviz kuru olayına bir bakalım dolarülkemizin parası karşısında bir anda 4,8 seviyesinden nasıl oldu da 7’lere fırladı? Savaşa mı girdik? İşgale mi uğradık? Hayır. Tam tersine kendi topraklarımızda da bölgemizde de huzurun teminatı bir ülke durumdayız.
Ya biz sizinle stratejik ortak değil miyiz? Somali’de beraber olmadık mı? Afganistan’da herkes bir tarafa dağılırken orada beraber olmadık mı? Kosova’da beraber olmadık mı? Peki bu yaptığınız nedir? Ne yapmak istiyorsunuz? Nereye varmak istiyorsunuz? Ama şunu bilmeniz lazım. Bu milletin karakteri sağa sola savrulan bir karakter değildir.
Bunun bize maliyeti var. Ama operasyonu gerçekleştirenlere de bir maliyeti olduğu şüphesiz.
Zira Türk milleti istiklali söz konusu olduğunda canıyla, malıyla, dişiyle tüm varlığını ortaya koyar. 15 Temmuz bunun en son, en büyük ve en çarpıcı örneğidir. Milletimle beraber nasıl 15 Temmuz’da tanklara karşı durduysak, bugün de dolarların, kurun, faizin karşısında aynı kararlılıkla duracağız. Ben milletime inanıyorum. Milletimin bu konuda kararlılığına inanıyorum. Onlar yoğun şekilde şu anda Türk Lirasını hemen alıp, doları bankalara bozdurduğunu görüyorum. Doları hemen bozdurup Türk lirasının onurunu korumak bunun en güzel yanıtı olacaktır. Buradan milletimize özellikle iş dünyamıza sesleniyorum; ekonomik tetikçilere vereceğimiz en güzel cevap daha çok çalışmaktır. Depoları kilitlememizin hiçbir anlamı yok; ihraç, ihraç, ihraç. Üretim, üretim, üretim. Yola devam.
Dün siyasi özgürlüğümüzü birbirimize kenetlenip çıplak ellerimizle darbecilerin silahına galabe çalarak korumuştur. Bugün ekonomik özgürlüğümüzü imkanlarımızı seferber ederek koruyacağız.
Buradan iş dünyamıza sesleniyorum. Ekonomik tetikçilere vereceğimiz en güzel cevap, işimize dört elle sarılmak olacaktır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. Depoları kilitlemenin anlamı yok. İhraç, ihraç, ihraç. Üretimi askıya alalım… Çok ciddi yanlış yaparsınız. Üretim, üretim, üretim; yola devam. Daha çok istihdam oluşturacağız, daha çok ter dökeceğiz. Dışarıdan dövizle aldığımız ürünün daha iyisini, daha kalitelisini üretip biz dışarıya satacağız.
Amerika’nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone’u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemize Venüs Vestel var. Biz bunları uygulayacağız.
Ne yaptığımızı ne yapacağımızı anlasınlar. Dolayısıyla biz kendimize yeteceğiz. Olmayanı da üreteceğiz. Dışarıya para verip yaptırdığımız her işin daha güzelini yapıp, biz dışarıya servis edeceğiz. Bu millet bunları yapmaya muktedirdir. Biz İHA’ları ABD’den istediğimiz zaman ne diyorlardı? “Kongre izin vermiyor” Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Şimdi bunları biz üretiyor muyuz? Üretiyoruz. Sıkıntımız yok. Hem de istediğimiz kadar üretiyoruz. Şimdi de ihraca başlıyoruz, mesele bu.
Bu millet onlar gibi bakan değil, kazan-kazan esasına göre hareket eden bir millettir. Ham maddede, yarı mamule, mamulden yüksek teknolojiye, yüksek teknolojiden tasarıma doğru işlerimizi geliştireceğiz. Fabrikalarımızı fazla çalıştıracağız, yatırımlarımıza ara vermeyeceğiz. Dünya kazan biz kepçe daha çok dolaşacağız.
Şimdi bu hafta içinde Batıda uluslararası camiada bir çok yapacağımız görüşmeler olacak. Hazine ve Maliye Bakanımız şu anda bazı ülkeleri dolaşıyor. Biz aynı şekilde telefonla irtibatlarımızı kuruyoruz, kurmaya devam edeceğiz. Sağ olsun batıdan dostlar arıyorlar, onlarla görüşüyoruz. Ve Türkiye’de bir araya gelmenin gayretleri içerisindeyiz. Onlarla bir araya geleceğiz ve dayanışmamızı bu şekilde sürdüreceğiz.
“Sen Türksün, Türk lirası ile beraber yoluna yürüyeceksin”
Ülkemize yatırım yapmayı düşünenleri daha çok teşvik edeceğiz. İmkanı olanlara sesleniyorum, kaynakları dışarıdan içeriye doğru akıtacağız. Bunları başardığımızda önümüze konan engellerin birer birer devrildiğini, yazılan senaryoların yırtıldığını göreceğiz. Millet olarak bunu daha önce defalarca başardık. Çanakkale’de başardık, İstiklal Harbi’nde başardık, Menderes ile başardık. Özal ile başardık. AK Parti ile 16 yılda başardık mı? Başardık. İnşallah bu defa da başaracağız.
Kurulan tuzakların bozulduğunu, yazılan senaryoların yırtıldığını göreceğiz. Sen Türksün, Türk lirası ile beraber yoluna yürüyeceksin. Bekle gör anlayışı ile üretimi durdurursak paramızı dövize yönlendirirsek asıl o zaman düşmana teslim oluruz.
Bekle-gör anlayışıyla üretimi durdurursak, ‘ihtiyat’ diyerek ticareti aksatırsak, ‘önümüzü görelim’ diyerek yatırımları ertelersek, hele hele paramızı ‘eyvah tehlike var’ dövize yönlendirirsek; inanın asıl o zaman düşmana teslim olmuş duruma düşeriz, sakın. Dövize gidersek kurtuluruz yok, o zaman batarsın. Sen Türksün, sen Türk Lirası’yla beraber yoluna yürüyeceksin. Vatan toprağından vazgeçmekle, üretimden yatırımdan velhasıl ekonomiden vazgeçmek arasında bir fark yoktur. Her ikisinin de sonucu aynı kapıya çıkar. İnşallah buna meydan vermeyeceğiz.
Bölgemizdeki dünyadaki tüm mazlumlara el uzattık. Ne diyor bu efendiler? “Dünyanın en zenginleri biziz” Sorun bakalım, en az gelişmiş ülkelere ne kadar yardımları olmuş? Biz bir numarayız, onlar arkamızdan geliyor. Niye? Ya bizim gönlümüz zengin gönlümüz. Ve gayri safi milli hasılaya göre devamlı onlar arkamızdan geliyor, biz önden gidiyoruz. Bundan sonra da bu böyle devam edecek. Biz her zaman garip gurebanın yanında yer aldık. O gelişmeyen ülkelere ilk koşan gene biz olduk. Bütün bunların hürmetine bu millet evelallah batmayacak, dimdik ayakta durmaya devam edecek.
“Man kurtlara ihtiyacımız yok”
Biz ülkemizi alan el iken veren el durumuna getirdik. Akıl ve vicdan sahibi herkes bugünkü Türkiye’nin AK Parti kurulduğu dönemdeki Türkiye’den çok daha ilerde olduğunu kabul edecektir. 2023 hedeflerimize ulaştığımızda her vatandaşımız şu anda olduğundan 2 kat daha zengin hale gelecek. Böyle bir Türkiye’yi hiç kimse döviz kuru oyunlarıyla, enflasyon ve faiz baskısıyla köşeye sıkıştırmayı düşünemeyecek. Üretimimizle, markalarımızda dünyada hak ettiğimiz yeri aldığımızda, cari açık enflasyon faiz diye bir sorun kalmayacak. Dünyaya, yüksek teknolojiye, markaya, tasarıma dayalı ürünler satıyor olacağız. Savunma sanayiinde kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın yanında dostlarımıza da el uzatır hale geleceğiz.
Bu ülkede kendine aydınlık bir gelecek kuramayan, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şans elde edemez. Bazılarının, özellikle gençlerimizi tahrik etmek için yurt dışı güzellemeleri yaptığını görüyorum. Yurt dışında verdiği emeği burada sergileyen herkes ülkemizde çok daha iyi bir hayat seviyesine ulaşacaktır. Kendi ülkesinde ortalama bir işte oldukça iyi bir standartta yaşamayı, yurt dışında sefalet içinde hayatı sürdürmeye tercih eden varsa elbette kendi bileceği iştir. Ama bununla kalmayıp bir de ülkesini karalamayı tercih edenlere biz mankurt diyoruz. Bizim mankurtlara ihtiyacımız yok. Bize bu ülkenin kalbi iman dolu, kafası zehir gibi çalışan, kendilerini eğitimden spora her türlü imkanı sağladığımız gençler yeter.
Son yorumlar