Elektriğe 8 ayda yüzde 31, doğal gaza bir yılda yüzde 25 zam yapıldı.

Bir ay arayla, iki kez fahiş oranda zam yapılan doğal gaz ve elektriğe zamlar devam edecek. Kimya Mühendisleri Odası, doğalgaza yapılan yüksek zammın yakın zamanda elektriğe yeni zam olarak yansıyacağına dikkat çekti.

Oda adına yapılan açıklamada son zamlarla birlikte yılbaşından bu yana konutlarda kullanılan elektriğe yüzde 31, sanayi elektriğine ise yüzde 41, konutlarda kullanılan doğalgaza ise son bir yılda yüzde 25 oranında zam yapıldığı vurgulandı.

ÜRETİMİ DE, VATANDAŞI DA VURUYOR

TL’nin dışa bağımlılığın bir sonucu olarak yüzde 45 değer kaybetmesinin yanı sıra, enerjideki dışa bağımlılığın da enerji tüketiminde vatandaşı vurduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Elektrik ve doğalgaza bir ay arayla yapılan fahiş zam halkı canından bezdirmekte sanayiciyi üretemez duruma getirmektedir” denildi.

Yapılan zamlarla Yüksek Planlama Kurulunun 14 Şubat 2008’den bu yana uyguladığı üçer aylık dönemleri kapsayan ‘Maliyet Bazlı Fiyatlandırmasının’ keyfi olarak dışına çıkıldığına değinilen oda açıklamasında zamların devamının geleceğine şu verilerle dikkat çekildi: 2017 yılı itibariyle tüketilen 53 milyar metre küp doğalgazın yüzde 36’sının (19 milyar metre küp) elektrik üretiminde kullanıldığı ve 2018 yılı verilerine göre mevcut elektrik enerjisi kurulu gücünün yüzde 26’sının doğalgaza dayalı santraller olduğu düşünülecek olursa açıklanan bu zamlarla kalınmayacağı, elektriğe ileride daha yüksek oranda zam yapılacağı anlaşılmaktadır.

ZAMLARI KAÇINILMAZ KILAN YANLIŞLAR

Son yıllarda, enerji tercihleri ve yatırımlarında küresel sermayenin tercihlerine boyun eğildiğine işaret edilen açıklamada, hükümetin zamları kaçınılmaz kılan enerji politikaları şöyle sıralandı:

  • Ülkemizde elektrik üretimi ve dağıtımında çok önemli görevleri olan TEK ve EİEİ gibi kurumların kapatılıp, parçalanıp özelleştirilmesi
  • Yerli kaynaklardan elektrik üreten termik santrallerin yerine ithal kömür ve doğalgaz gibi ithal kaynaklardan daha pahalı elektrik üreten santralleri teşvik edilemesi
  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının önündeki engellerin kaldırmaması
  • Nehir santrallerinin (HES) doğru düzgün planlanmayıp, 1 MW’lık HES’ler için doğayı tahrip etmekten kaçınılmaması.

Zamlara yol açan politikalar sıralandıktan sonra açıklamada şu tespit yapıldı: “Bir cent civarında elektrik üreten Güneydoğudaki barajlarımız gerçeği göz önünde dururken çok daha yüksek fiyatlarla özel santrallerden elektrik alınmasının  teşvik edilmesinin bizce izahı yoktur. Bu tercihler ülkeyi karanlığa ve sanayi üretiminde gerilemeye, iğneden ipliğe her şeye zam yapmaya zorlayacaktır. Ortaya çıkan bu acı fatura bu düzenin kazananlarına değil de yoksul halka ve sanayiciye fatura edilmektedir”.

ZAMLAR FRENİ BOŞALMIŞ KAMYON GİBİ

1 Ağustos’ta elektrik fiyatlarına farklı abone gruplarına göre değişen oranda yüzde 9 ila yüzde 15 arasında zam yapan hükümetin, bir ay sonra, 1 Eylül’de elektriğe konutlarda yüzde 9, sanayi abonelerinde ise yüzde 14 oranında zam yaptı.

Aynı şekilde doğalgaza geçen ay yapılan zam ortadayken bu kez de BOTAŞ tarafından 1 Eylül’den geçerli olmak üzere konutlarda tüketilen doğalgazın metre küp fiyatı yüzde 9, sanayide tüketilen doğalgazın metre küp fiyatı da yaklaşık yüzde 14 oranında arttırılarak zam yapıldı.

‘HÜKÜMET KOLAYI DEĞİL BUNLARI TERCİH ETMELİ’

Hükümetin işin kolayına kaçarak zam yapmayı tercih ettiğini vurgulayan Kimya Mühendisleri Odası açıklamasında şu çözüm önerileri sıralandı:

  • Elektrik üretiminde öncelik ve ağırlığın dışa bağımlılığı artıran, ithalat faturasını yükselten doğalgaz ve ithal kömüre değil yerli ve yenilenebilir kaynaklara verilmesi,
  • Elektrik ve doğalgazdaki KDV ve ÖTV oranlarının düşürülmesi
  • Kayıp kaçak oranının azaltılması
  • Verimliliğin arttırılması
  • Belli bir oranın altında doğalgaz ve elektrik tüketiminin halka ücretsiz arz edilmesi

MMO: FATURA HALKA KESİLİYOR

Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener de yaptığı yazılı açıklamada, kamu tarafından sübvanse edildikleri halde zamların geri alınmasını savunan sermaye kuruluşlarının kamunun kendilerini daha fazla sübvanse etmesini ve bunun bedelinin de ilave vergilerle emekçilerin sırtına yıkılmasını istediklerini belirtti.

Kamusal desteğin yalnızca dar ve sabit gelirli emekçilere sağlanması gerektiğini ifade eden Yener, asgari yaşam standardında dört kişilik bir ailenin aylık 230 kWh tüketimi ile elektrik faturası 126 TL’yi geçen bir konutun; aylık doğalgaz ve elektrik faturasının 258,33 TL’ye ulaştığını belirterek, bu tutarın 1.603,12 TL olan asgari ücretin yüzde 16,11’i olduğunu kaydetti. Yener, ücretleri çok yetersiz artan emekçilerin maaşları ve asgari ücretin, mevcut yüksek enflasyonu dikkate alan yüksek bir oranda artırılması gerektiğini belirterek, asgari geçim indirimin asgari ücret tutarına yükseltilmesi ve enerji yoksunlarına bedelsiz elektrik ve doğal gaz desteği verilmesi gerektiğini vurguladı.