Borsa dolar bazında 1.4 dolar ile 1991 seviyesinden işlem görüyor, hisseler iskontolu. 10 yıllık tahviller de ucuz. Bu şartlarda yatırımcının TL varlıklar için sıraya girmesi beklenirken tam tersi fiyatlanıyor. Üstelik CDS’ler Hazine’nin gelecek 5 yılda borç ödeyemeyeceği beklentisini yansıtıyor.
Yatırımcılar hisse senetlerinden tahvile kadar TL ve TL cinsi yatırım araçlarının son yıllarda üst üste sert değer kaybetmesinin de etkisiyle ciddi fırsat sunduğu konusunda hemfikir ancak artan belirsizlikler nedeniyle Türkiye’den uzak durmak konusundaki fikirlerini henüz değiştirmiş değil.
İşlemcilere göre, başta S400-Patriot tercihi olmak üzere ABD-Türkiye ilişkileri, küresel ticaret savaşları, yavaşlayan ekonomiyi desteklemek adına atılan ve atılabilecek bütçe genişletici adımlar, yerel seçimlerin tekrarı kararı, son dönemde yavaşlasa da lokallerin altı aydır aralıksız döviz biriktirme eğilimi, yavaşlayan büyüme, yüksek seyreden işsizlik ve enflasyon piyasalar üzerinde baskı unsuru yaratıyor.
Tüm bu gelişmelerin küresel satış baskıları ile birleştiği dönemde TL cinsi yatırım araçlarındaki negatif ayrışma bugünlerde olduğu gibi daha da belirginleşiyor.
Özellikle ABD ile ilişkilerin Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemleri alma kararı ile birlikte rahip Brunson dönemine benzer bir süreç yaşama riski piyasalar üzerinde baskı yaratırken bu hafta itibarıyla bu endişeye İstanbul seçimlerinin yenilenecek olması da eklendi.
TD Securities gelişmekte olan piyasalar strateji birimi başkanı Cristian Maggio, “Piyasalar Türkiye’deki finansal istikrar konusunda son derece dikkatli olmalıdır. Politik, makroekonomik ve finansal problemler, TL için aynı anda mükemmel bir fırtınada olabilecek şekilde geri dönüyor” dedi.
İstanbul seçimlerinin 23 Haziran’da tekrarlanacak olması siyasi belirsizliğin sürmesine ve reformların yine rafa kalkacağı beklentilerini kuvvetlendirirken, ABD ile iyileşemeyen ilişkiler ve TCMB rezervlerine yönelik endişeler de TL’de baskının sürebileceğini gösteriyor.
Seçim öncesi son işlem gününü 5.5550 seviyesinden kapayan dolar/TL dün itibarıyla 6.24 seviyesini aşarken, TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı seçimden bu yana yüzde 11’i aştı. Dolar/TL bugün 6.13 civarında işlem görüyor.
TL dolar karşısında yılbaşından bugüne gelişmekte olan ülke para birimleri arasında açık ara en çok değer kaybeden para birimi konumunda. Yılbaşından bugüne gelişmekte olan para birimlerinde yüzde 7 değer kazancı ile yüzde 3 değer kaybı arasında bir seyir izleniyor TL’deki kayıp ise yüzde 14’ün üzerinde.
Öte yandan daha uzun vadede de trend benzer şekilde. Son 1 yıla bakıldığında TL yüzde 32 değer kaybı ile benzer para birimlerinden açık ara negatif ayrışırken son üç yılda ise değer kaybı yüzde 52 civarında.
Küresel faizlerin oldukça düşük hatta negatif ve getiri arayışının yüksek olduğu bir ortamda Türkiye’nin 10 yıllık gösterge tahvili tarihi zirvesinin hemen altında yüzde 21.50 bileşik seviyesinde işlem görüyor.
Borsa, dolar bazında 28 yıl önceki seviyede
TEB Yatırım/BNP Paribas Stratejisti Işık Ökte, BIST 100 endeksinin dolar bazında 1.4 dolar ile Şubat 1991 seviyesinde işlem gördüğüne, geçen 28 yılda gelişmekte olan ülke hisselerinin yatırımcılarına yüzde 375, ABD hisse ana endeksi S&P500’ün yüzde 740, Nasdaq’ın ise yüzde 3160 kazandırdığına dikkat çekiyor.
“Bu fiyatlamalarda uzun vadeli hisse yatırımcısının Türkiye’de pozisyon almak için sıraya girmesi lazım” diyen Ökte, “Ancak tam tersi oluyor” sözleriyle hisse senetlerinin Vietnam az gelişmiş (frontier) ülkelerin endeksine göre bile yüzde 53 iskontaya düştüğüne dikkat çekiyor.
Bir çok aracı kurum Türk hisse senetlerinde 12 ay vadede yüzde 50 üzeri hatta daha küçük hisselerde yüzde 100’e ulaşan hedef fiyat tavsiyesinde bulunuyor. Örneğin BNP Paribas’ın güncel hisse önerileri arasında yer alan Garanti Bankası için 12 aylık hedefi yüzde 55, daha küçük bir hisse olan Kafein Yazılım hedefi ise yüzde 81.2 yükseliş potansiyellerine işaret ediyor.
Ökte, İstanbul yerel seçim tekrarının yarattığı soru işaretlerine, bu çeyrekte dolar karşısında 5.57’den 6.22’e satılan liranın enflasyon ve reel sektör bilançoları üzerindeki negatif havasının eklendiğine de dikkat çekiyor.
Gösterge 10 yıllık tahvilde 2018 sonbahar aylarında yüzde 22’yi aşarak tarihi zirve test edildikten sonra getiriler yılın ilk aylarında yüzde 14’ün altına kadar gerilemişti. Ancak daha sonra tekrar yüzde 21’li seviyeler görüldü.
Deutsche Bank’ın gelişmekte olan ülke piyasaları stratejisti Christian Wietoska geçen hafta yayımladığı notta, “Bu yıl ilk defa, 10 yıllık lokal tahvillerin aslında tahvil değerleme modelimize göre ucuz olduğuna dikkat çekiyoruz” demişti.
Modele göre devlet tahvili getirileri için “adil değer” yüzde 19.10 düzeyinde, ancak piyasada getiriler şu anda yüzde 21.50 civarında bulunuyor.
TCMB verilerine göre Hazine’nin toplam DİBS stokunun yurt dışında elinde tutanlara oranı, yani yabancı yatırımcının DİBS payı geçen haftaya ait güncel veriye göre yüzde 11.55’e gerilemiş durumda. Şubat 2019’da yüzde 15.3 olan bu oran 2013 sonundaki yüzde 26’ı seviyelerde olduğu düşünüldüğünde son 6 yıldır yabancıların sabit getirili menkul kıymet yatırımlarını ciddi şekilde azalttığı görülüyor.
Ökte “Dış borcunu ödeme güçlüğü çekmeyen, küresel likidite ortamının daraldığı zamanlarda bile borcunu rahat çevirebilen bir bankacılık sistemine sahip Türkiye’nin CDS’i 6 haftada 305’den 490 baz puan üzerine çıkmamalıydı. CDS şu an üçte bir ihtimalle, Hazine’nin gelecek 5 sene içinde borç geri ödemeyeceğini fiyatlıyor. Bu normal mi? Kesinlikle hayır!” dedi.
Kaynak: Reuters
Son yorumlar