Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Büyükşehir Belediye Başkanları Toplantısı’nda konuştu.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Büyükşehirlerimizin değerli belediye başkanları, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı külliyesine, bu gazi mekana hoş geldiniz. Çok partili hayata geçtiğimiz 1946 yılından beri ülkemizdeki her seçim bir demokrasi şöleni havasında yapılmıştır. Türkiye 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerini de hamdolsun aynı coşkuyla tamamladı. Bu seçimlerde 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe 386’sı belde olmak üzere toplam 1389 belediye başkanımız milletimizin teveccühüyle göreve başladı.
Böylesine büyük bir seçimi başarıyla neticelendirmiş olmamız hiç şüphesiz demokrasimizin zaferidir. Eleştirilere verilecek en büyük cevabımız ülkemizde neredeyse her vatandaşımızın içerisinde yer aldığı geniş demokrasi ve özgürlük tablosudur. Seçim sürecindeki rekabeti meydanlarda bırakan, milletimizin iradesine herkesin teslim olduğu bu güzel manzara geleceğimizin de en büyük teminatıdır.
31 Mart seçimlerinde elde ettiğiniz başarılardan dolayı her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Seçildiğiniz gün itibariyle size oy versin vermesin şehrinizdeki herkesin belediye başkanı olarak görev yapacağınıza inanıyorum. Biz de tüm belediye başkanlarımıza aynı samimiyetle yaklaşıyoruz. Gördüğünüz gibi şu anda tüm bakanlarımız sizlerin sorularına cevap vermek üzre burada bizimle beraber. Ve bütün bu sorular kayda alınmak suretiyle de bunların üzerinde bakanlarımız gerekli çalışmalarını yapacaklar.
İlgili politika kurulumuz da buradadır. Bugün bu toplantıya özellikle aldım ki bunların takibi onlar tarafından yapılmış olsun. Siyaset olarak elbette farklı görüşlere ve duruşlara sahip olabiliriz. Ama ülkemizin çıkarları söz konusu olduğunda birlikte hareket edebilme erdemini gösterebileceğimize inanıyorum. Burada ortaya koyduğumuz fotoğrafı çok çok önemli görüyorum. Özellikle de terör örgütleriyle, hukuksuzlukla araya mesafe koymayı başarmış belediye başkanlarıyla birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Bilindiği gibi nüfusumuzun neredeyse 4’te 3’ü 30 büyükşehrimizde yaşıyor. Sizler de belediye başkanları olarak gerçekten büyük bir sorumluluğun altına girmiş bulunuyoruz. 1994’te kazandığım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımı gururla yad edeceğim bir vazife olarak baktım. Üstlendiğimiz başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevleriyle masanın her iki tarafında bulunmuş oldum.
Devletin başı olma sıfatı yanında, yürütmenin de temsilcisi haline gelmiş bulunuyoruz. Sizlerin her biriyle şehirlerimizin sıkıntıları, çözüm yolları ve yatırımları konusunda yakın mesai içinde olmamızın gereğine inanıyorum. 11 yıllık başbakanlık ve 5 yılı aşan cumhurbaşkanlığı görevlerimiz sürece hizmet söz konusu olduğunda hiçbir belediye başkanının partisine bakmadık.
Bize karşı aleni husumet içerisine girmeyen, insani mesafeyi koruyan tüm belediye başkanlarıyla da bu arada çalıştık. Siyasi çekişmelerin geçici, buna karşılık ülkemize ve şehirlerimize yapılan hizmetlerin kalıcı olduğu gerçeğini hiç unutmadık. Bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin tüm kurumları ve meseleleri gibi büyükşehir belediyelerimizin durumunu da yakından izliyorum. İl ziyaretlerim sırasında belediyelerimizle ilgileniyor, yürütülen çalışmaları ve sıkıntıları kaynağında tespit ediyorum. Belediyelerimizin tamamının durumu yakından biliyoruz. Neredeyse tüm belediyelerimiz mali sıkıntı yaşıyor.
Belediye hizmetleri gibi ülkemizin nüfusunun tamamını ilgilendiren bu konuda göstereceğimiz ortak çaba milletimize umut verecektir. Hedeflediğimiz demokratik uzlaşmanın ilk adımı olmasını temenni ediyorum.
Şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Eskiler el işler dil övünür derler. Hepimizin bulunduğu yerler polemik siyaseti değil eser siyaseti üretme makamlarıdır. Çalışmadan, eser vermeden yapılan siyaset şehirlerimize ve insanlarımıza vakit kaybettirmekten ülkemizin imkanlarını heba etmekten başka bir işe yaramaz. Belediye başkanlarının görevi şehirlerine en kalıcı hizmetleri getirmek için çalışmaktır.
Medyada her gün çeşitli şehirlerimizdeki belediyelerle ilgili sendika değiştirme baskısından, işten atmaya pek çok vicdan yaralayıcı habere rastlıyoruz. Kağıt üzerinde bir toplam olarak önünüze gelen personel sayısındaki her rakam bir insana, ve daha geniş bir hayata tekabül ediyor. Belediye başkanlarının kurumlarını yönetme tasarrufu, ekmek parasını kazanma peşindeki çalışanların hayatlarını alt üst edecekleri anlamına gelmiyor. Kapının önüne konan, yuvaları başlarına yıkılan insanların ahı üzerine ne siyaset ne hizmet bina edilebilir. Şayet varsa birkaç kötü örnek bahane edilerek yüzlerce binlerce kişinin ekmeğiyle oynanması ne hakka ne hukuka ne de insanlığa sığar.
Son aylarda bazı belediyelerimizde yaşanan hadiseleri üzüntü ile takip ediyoruz.
Keyfi uygulamalara maruz kalmamaları için tüm kamuda sayıları milyonları bulan taşeron şirketler üzerinde çalışan işçileri sözleşmeli statüyle kadroya geçirdik. Biz İBB görevine geldiğimizde bizden bir önceki, iki önceki, üç önceki hatta çok daha önceki dönemde kalma personel vardı. Çalışan, birikimiyle bulunduğu yeri hak eden hiçbir yere dokunmadım, dokunmadık. Hiç kimseyi ekmeğinden aşından etmedik. Aynı şekilde göreve geldiğimizde kendimizi şehrin üzerine kâbus gibi çökmüş sorunlarla, en az onlar kadar büyük bir borç yüküyle karşı karşıya bulduk.
Ne personelle, ne araçlarla ne de başka bir şeyle uğraştık. Tüm vaktimizi doğrudan şehrin sorunların, sıkıntıların çözümüne teksif ettik. Üstlendiğimiz diğer görevlerde de bu çizgiden sapmadık. Tüm belediye başkanlarından da aynı hassasiyeti bekliyoruz. Bu anlayışla yürüteceğiniz görevlere, sizlere mevladan başarılar diliyorum. Teşrifleriniz için her birinize tek tek teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi de sözü sizlere bırakmak istiyorum. Teşekkür ederim.
Son yorumlar